Sayın Bakan, 2023 Eğitim Vizyonu’nu açıklarken öğretmenlerle ilgi hoşa giden sözler, bir türlü çıkarılmayan öğretmenlerin haklarını düzenleyen öğretmenlik yasasından söz etti. Öğretmenler işin içine katılmadan, onların desteğini almadan eğitimde olumlu, sürekli bir iş yapılamaz.
Büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca bir şiirinde şöyle diyor öğretmen için:
“A’dan başlar aydınlık,
Bir taş koyar bütün yapılarda temele öğretmen.
Soluğudur düşüncenin buğdaydan yalaza dek
Yeryüzünde ne varsa ondan gelmedir,
Yeryüzü ile el ele öğretmen”
Bir taş koyar bütün yapılarda temele öğretmen.
Soluğudur düşüncenin buğdaydan yalaza dek
Yeryüzünde ne varsa ondan gelmedir,
Yeryüzü ile el ele öğretmen”
Her meslek saygındır elbette, ancak insana kişiliğini, alışkanlıklarını kazandıran öğretmenliğin özel bir yeri vardır. Milli Eğitim Temel Yasasının 43. maddesine göre “özel uzmanlık” isteyen bir iştir öğretmenlik.
Öğretmen haklarının gerisindeyiz
O nedenle Cumhuriyeti kuran Atatürk ve arkadaşları “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” kuşaklar yetiştirmeyi öğretmene verdi. Asıl kurtuluşun karanlık yenildiğinde, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkıldığında olacağını söylediler.
İlk öğretmen okulu bundan 170 yıl önce Darülmuallimin adıyla liselere öğretmen yetiştirmek için 16 Mart 1848’de İstanbul’da açıldı.
Bugün ILO VE UNESCO’nun 5 Ekim 1966’da kabul ettiği, ülkemizin de imzaladığı “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”nde öngörülen öğretmen haklarının çok gerisindeyiz.
O nedenle Cumhuriyeti kuran Atatürk ve arkadaşları “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” kuşaklar yetiştirmeyi öğretmene verdi. Asıl kurtuluşun karanlık yenildiğinde, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkıldığında olacağını söylediler.
İlk öğretmen okulu bundan 170 yıl önce Darülmuallimin adıyla liselere öğretmen yetiştirmek için 16 Mart 1848’de İstanbul’da açıldı.
Bugün ILO VE UNESCO’nun 5 Ekim 1966’da kabul ettiği, ülkemizin de imzaladığı “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”nde öngörülen öğretmen haklarının çok gerisindeyiz.
24 Kasım günü
Çalışan ve emekli öğretmen sayısının bir milyonu aştığı ülkemizde ne yazık ki öğretmenlerin ne insan gibi yaşayacak bir ücreti ne de gerçek anlamda toplu sözleşmeli, grevli bir sendikal hakkı var.
Çalışan ve emekli öğretmen sayısının bir milyonu aştığı ülkemizde ne yazık ki öğretmenlerin ne insan gibi yaşayacak bir ücreti ne de gerçek anlamda toplu sözleşmeli, grevli bir sendikal hakkı var.
Daha da kötüsü 12 Eylül 1980 sonrası malları hazineye devredildi. Siyasi partilerin, sendikaların malları geri verildiği halde TÖB-DER malları öğretmenlere verilmedi. Bakanlık etkisine sokulan İLKSAN tüzüğü demokratikleştirilmedi. Bu haksızlıkları düzeltmek için yapılan tüm girişimler AKP tarafından engellendi.
Yılda bir kez 24 Kasım günü “Öğretmenim seni seviyoruz” demek yetmez. Öğretmeni sevmek onun sorunlarını çözmek, ona insan gibi yaşayacak bir çalışma ortamı hazırlamakla olur.
Çözebiliyor musun şu sorunları:
Sözleşmeli, ücretli öğretmenlenliği kaldırabiliyor musun?
Atanamayan öğretmenleri atayabiliyor musun?
Her öğretmene insan gibi yaşayabileceği bir ücret verebiliyor musun?
Çağdaş sendikal haklarını tanıyor musun?
Altına imza attığın Öğretmenlik Statüsü Tavsiyesi ilkelerini uygulayabiliyor musun?
Ders programları yaparken, yöneticileri seçerken öğretmeni işin içine katabiliyor musun?
Sendikaların, uzmanların sesine kulak verebiliyor musun?
Bu soruları daha da uzatabiliriz. Öğretmenler ona bakar. Yoksa güzel, boş sözler sorunları çözmez. Tam tersine bugün olduğu gibi öğretmenlerin, eğitimin sorunları artar.
Birçok kamu görevlisi gibi on binlerce öğretmenin Kanun Hükmündeki Kararnameyle (KHK) işine son verildi. Kurunun yanında yaşın da yakıldığı kuşkusu giderilemedi. O insanlar aileleriyle birlikte cezalandırıldı, açlığa bırakıldı. Bu konuda atılan en küçük bir adım yok.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk göreve başlarken, 2023 Eğitim Vizyonunu açıklarken öğretmenlerle ilgi hoşa giden sözler, bir türlü çıkarılmayan öğretmenlerin haklarını düzenleyen öğretmenlik yasasından söz etti. Dileriz bakanlık ömrü bunları gerçekleştirmeye yeter. Öğretmenler işin içine katılmadan, onların desteğini almadan eğitimde olumlu, sürekli bir iş yapılamaz.
Öğretmenlerin iş güvenliği
Öğretmenler, akademisyenler çeşitli gerekçelerle içeriye alınıp işlerine son verilirken, öğretmenlerin iş güvenliği içinde görev yapmaları olanaksızdır. O nedenle önce okulöncesinden üniversiteye çalışan her öğretmene iş güvencesi verilmelidir.
Öğretmenler, akademisyenler çeşitli gerekçelerle içeriye alınıp işlerine son verilirken, öğretmenlerin iş güvenliği içinde görev yapmaları olanaksızdır. O nedenle önce okulöncesinden üniversiteye çalışan her öğretmene iş güvencesi verilmelidir.
Her türlü olumsuz koşullara karşın öğretmenler, bilimi, aklı, laik Cumhuriyeti öğretmeyi, öğrencisini, toplumu aydınlatmayı sürdürecektir.
Fazıl Hüsnü Dağlarca ile başladığımız yazımızı yine onun dizeleriyle bitirelim:
“Bir ışık, bir ışık daha,
Gecelerin içindeki ejderlerle dövüşür
Nice istemeseler de, nice önleseler de,
Uyandırır toplumunu
İyiye, doğruya, güzele öğretmen.”
Mustafa Gazalcı
16. ve 22. Dönem Denizli Mv., Eğitimci
16. ve 22. Dönem Denizli Mv., Eğitimci
CUMHURİYET