Şeytan ayrıntıda mı gizlidir, nedir, nasıl bir şeydir, onu bilemiyorum, ancak dinciler dinciliklerini ayrıntılarda sürdürüyorlar.
Ben ayrıntılardan, analitikten öte, bağıntılara bakmaya çalışıyorum, ayrıntıların yeri bağıntılarda anlaşılıyor.
LGS sonuçları ve yerleştirme kılavuzu açıklandı. Analiz için doğru düzgün il bilgisi bile verilmiyor ama ayrıntıda şeytanlıklar çok.
Önce biri doğru beş genel sorun ve talebi dile getirelim. Sonra azıcık açıklanan sonuçlar üzerinden azıcık yorum yapmaya çalışalım.
1-ÖSYM DE ÜLKE GENELİNDE AFETZEDE KONTENJANI İLAN ETMELİ
14 Nisan ve 12 Mayıs tarihli yazılarda afetzedelere ÜLKE GENELİNDE VE DÖRT YIL SÜREYLE kontenjan talebini ifade etmiştim.
MEB tarafından ortaöğretim yerleştirmelerinde afetzedeler için her 30 kontenjana 2 ek afetzede kontenjanı tanındı. Bu uygun bir uygulama oldu.
YÖK-ÖSYM ise hatalı veya eksik olarak sadece deprem yaşanan 11 ilde yüzde 25 ek kontenjan hakkı tanıdı. Doğru uygulama ülke geneli idi. Ek kontenjan olmasa bile en azından mevcut kontenjanların yüzde 20’sini afetzedeler için ayırmalıydı, hâlâ bunu ilan edebilir.
2- ÖNEMLİ BİR TALEP: YERLEŞTİRMELER YAZA KALMASIN
Yedi sekiz yıldır arada hatırlatıyorum. Şu sınav ve yerleştirme çilesi yaza sarkıtılmasın, aileler ve gençler yazını mutlu ve verimli geçirsin.
Her yaşta yaklaşık çağ nüfusu 1 milyon 250 bin civarında. LGS ve YGS toplam 2.5 milyon öğrenci yapar, bu 2.5 milyon da aile demektir. Yükseköğretimde başvuru sayısı çağ nüfusunun iki-üç katına çıkıyor. Toplamda 5 milyona yakın öğrenci/genç ve 5 milyon aile bütün seneyi ve dahası yaz aylarını sınav sonuçlarını ve yerleştirmeleri beklemekle ve takip etmekle geçiriyor. Bu durum hem mutsuzluk yaratıyor hem de daha kötüsü yazı verimli okuma veya deneyimler, hatta çalışma için planlayamama anlamına geliyor. Aileler ve gençler ne gönül rahatlığıyla kitabına gezisine odaklanabiliyor, ne doğru düzgün bir yaz planlaması yapabiliyor, ne de rahatlayıp dinlenebiliyor. Böylece koca yaz verimsizce heba ediliyor.
Bir kez daha çağrımdır. Ortaöğretim ve yükseköğretim de, okul öncesi ve ilkokul kayıtları da yaza sarkmasın. Şu süreç en geç mart-nisan gibi tamamlansın.
3- LGS’DE SOSYAL BİLGİLER NİYE YOK? SOSYAL BİLGİLER DİNE Mİ ENDEKSLENDİ?
MEB cephesinde olumlu bir düzelme yok.
Geçen yıl da yazmıştım. Temel eğitim çocukların sosyalleşmesi ve temel beceriler için var. Ölçütü bu. Yüzme bilecek, birlikte oynayabilecek, birbirini tanıyacak, ortak küme çalışması yapabilecek. Hepsi insanlık ve yurttaşlık bilincinden geçiyor. İnsan olmaya toplum olmaya hazırlar temel eğitim. Yani ORTAOKUL en çok da SOSYAL BİLGİLERİN öğrenildiği, sosyal bilgi becerinin kazanıldığı aşamalardan biridir
Soru şu ki, o halde sınavda sosyal bilgiler niye yok?
Yoksa MEB hayatı dine mi endeksledi, din var sosyal bilgiler yok. MEB’in bu eksiği bir an önce düzeltmesi gerekiyor.
4- İSTANBUL ZORDA, KONTENJAN ORANLARINDA İLLER ARASINDA BÜYÜK ADALETSİZLİK
Bu yıl toplam 206 bin 222 kontenjan, buna ek olarak 13 bin 889 da afetzede kontenjanı ilan edilmiş bulunuyor.
Maalesef MEB, kontenjanları bile illere uygun bir oranda dağıtamıyor, iller arasında üç katı bulan kontenjan haksızlığı var. En dezavantajlı illerden ikisi de İstanbul ve İzmir.
Burada ölçü imam hatip veya meleki teknik kontenjanından daha çok fen, sosyal bilimler ve Anadolu liseleri kaontenjanlarıdır, yarış bunlar için.
Fen+sosyal bilimler+Anadolu lisesi toplam kontenjanı çağ nüfusunun Düzce’de yüzde 6.42, Gaziantep’te yüzde 7.02 ve İstanbul’da yüzde 7.24 iken bu oran Burdur’da yüzde 23.86’ya çıkıyor.
Toplam kontenjanlarda da büyük farklılaşma var. Şırnak’ta toplam çağ nüfusu için yüzde 11 kontenjan varken Ardahan’da bu oran yüzde 39’u geçiyor.
5- SINAV AYRINTILARINI GİZLEMEK FAYDASIZ, AKSİNE ANALİZ VE ÖNERİ İMKANINI AZALTIYOR
LGS sınavlarının sonuçları geçen hafta açıklandı. İş tercih sürecine geldi. Şeytanlık mıdır bilemedim ama işin ayrıntıları ortaya çıkmasın diye bakanlık artık pek ayrıntı vermiyor.
Sınavların kişi hakkı ihlali hariç, kişi adları hariç tüm bilgilerin paylaşılması gerekiyor ki doğru düzgün analiz yapılabilsin, hatalar görülebilsin, daha iyi çözüm önerileri geliştirilebilsin.
Kaldı ki bu verileri paylaşmamakla sadece işi yokuşa sürmüş oluyorlar, ayrıntıları arayanlar bir şekilde bunlara ulaşabiliyor, kestirebiliyor. Sonuçta sadece iş uzuyor, bu arada güvensizlik de tepe yapıyor, uzmanlarla çalışma imkanı da yok ediliyor.
KAYIP 216 BİN 450 ÖĞRENCİ SINAVA GİRMEDİ
2022 yılında 8. sınıftan mezun olan 1.236.308 öğrencinin 1.031.799’u merkezi sınava katılmıştı. Bu yıl henüz mezun sayısını bilmiyoruz ama başvuruda bulunan 1 milyon 246 bin 465 öğrencinin 1 milyon 30 bin 195'i sınava girmiş bulunuyor. Yani daha en başından 216 bin 450 öğrenci eğitimden umudunu kesmiş bulunuyor.
BAŞARISIZLIK ÇOCUKLARIN DEĞİL MEB’İN, BİZİM BAŞARISIZLIĞIMIZ
20 sorudan oluşan testlerden Türkçeden 9.99, fen bilgisinden 9.01 ve matematik alt testinden 5.95; soru sayısı 10 olan din kültürü ve ahlak bilgisinden 6.29, T.C. inkılap tarihi ve Atatürkçülükten 6.06 ve yabancı dilden 4.91 ortalama net doğru olduğu açıklandı. Bu sayılara göre okulların yarısından fazlası yarı başarıyı bile gösteremiyor. Soruların ortalama yarısı yanıtlandığına göre öğrencilerin tahmini yarısı ortalamanın altında kalmış, en az yüzde 20-30’u ise çok başarısız durumda demektir.
Bu başarısızlık elbette öğrencinin başarısızlığı değil, çünkü bu çocukların -herhangi bir çocuğun- başarısız kalması, o çocuğun suçu değil, bu çok açık. 6-13 yaş çocuklarına ne imkan verilirse, nasıl bir ortam sağlanırsa o bilgi becerileri edinecekler.
Demek ki başarısızlık MEB’in, Cumhurbaşkanlığının, belediyenin, okulun, ailenin başarısızlığı; çocukların payı bunda sonlarda yer alır.
Neden sadece okulların değil de aynı zamanda belediyenin de başarısızlığı? Çünkü şehirler de sokaklar da öğrenme ortamları olmalı, maalesef şehirlerimiz, sokaklarımız, odalarımız, sehpamız, duvarlarımız öğrenme ortamını ve bilgi beceriyi destekleyici değil.
İMAM HATİPLER VE İSTANBUL KARMA EĞİTİMDEN UZAKLAŞIYOR
Karma eğitim yapan imam hatip oranı yüzde 35’lere düşmüş bulunuyor.
Tüm okullar bazında genel olarak İstanbul karma eğitimden en fazla uzaklaşan illerden biri konumunda. Karma eğitim Bingöl’de yüzde 70’e, İstanbul’da yüzde 75’e gerilemiş bulunuyor.
İMAM HATİPLERDE İSPANYOLCA, İTALYANCA, RUSÇA, ÇİNCE, JAPONCA
İngilizce dışında Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Çince, Farsça, Arapça gibi farklı dillerden toplam 68 okuldan 31’i imam hatiplerden oluşuyor:
- 32 Almanca programından 3’ü (2 kız, 1 erkek),
- 18 Arapça programın tamamı (3ü karma, 5i kız, 10u erkek)
- 2 Çince programın 1’i (erkek),
- 3 Farsça programın tamamı (1’i karma, 2’si erkek),
- 6 Fransızca programın 2’si (1’i karma, 1’i erkek),
- 2 İspanyolca programın tamamı (1’i kız, 1’i erkek),
- 1 İtalyanca, o da imam hatip (/kız),
- 2 Rusça programın 1’i (karma).
- Almanca: Ankara Yenimahalle Şehit Cengiz Polat Anadolu İmam Hatip Lisesi
- İstanbul Beşiktaş Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi
- İzmir Konak Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi
- Farsça: Konya Karatay Hacıveyiszade Anadolu İmam Hatip Lisesi
- İstanbul Zeytinburnu Zeytinburnu Merkezefendi Anadolu İmam Hatip Lisesi
- Van İpekyolu Van Anadolu İmam Hatip Lisesi
- Fransızca: İzmir Karabağlar İzmir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi
- İstanbul Bakırköy Anadolu İmam Hatip Lisesi
- İspanyolca: İstanbul Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi
- İstanbul Kadıköy Kadıköy Ahmet Sani Gezici Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi
- İtalyanca: İzmir Karabağlar İzmir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi
- Japonca: İstanbul Üsküdar İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi
- Rusça: İstanbul Başakşehir M.Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Lisesi
Diğer lise türlerinde dil çeşitlenmesi daha sınırlı iken imam hatiplerde farklı dillerde eğitim uzun erimli “misyonerlik” faaliyetlerine hazırlık amacıyla yapılıyor olabilir. Türkiye imam hatip ve imam ihraç edecek gibi bir hazırlık içinde bulunuyor, daha doğrusu din ve dini ideoloji taşıyıcılığı yapmayı hedefliyor.
MİT ve dış işlerinin de kültür istihbaratı yapacağı söyleniyordu, tüm bunlar birbirini tamamlıyor olsa gerek.
DOKUZ HAFIZLIK PROGRAMI
Hafızlık Projesi 1, Hafızlık Projesi (Fen ve Sosyal Bilimler Programı) 6 ve Hafızlık Projesi (İlahiyat Odaklı Program) 2 olmak üzere 9 hafızlık programı da merkezi puan sistemi ile öğrenci kabul ediyor.
AZ VERİDEN KISSA
MEB ne kadar az veri açıklarsa açıklasın az verilerden bile daha pek çok şey gözüküyor. Kaldı ki başarısızlık ve ideolojik arayışlar bu az verilerle bile gizlenemiyor. MEB dincilik aşılamaya uğraşmanın dışında diğer okulları gözden çıkarmış bulunuyor, daha uygun bir yorumla tüm kademe ve okul türlerinde işi dinciliğe dökmüş bulunuyor. Tek derdini imam hatipler başarılı olsun oluşturuyor, bu çaba da kendi içinde çok akla mantığa bilime dayanmadığından ancak diğerlerini de bozmakla sınırlı kalıyor.
MEB’e çağrım tüm kademe ve okul türlerinde sanatı, felsefeyi başaramıyorlarsa bile en azından bilimsel eğitime dönülmesidir. Bu tutulan yolun sonu hüsran, ne MEB’e ne ülkeye ne de bir Müslümanın gelişimine faydası yok, insanlığa faydası yok.
Adnan Gümüş / EVRENSEL