Osmanlı sikkeleri üstüne bir araştırma yayımlamakta olan Atom Damalı’nın önemli buluşu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun beylikler dönemindeki ilk sikkesinin Bilecik’in Söğüt ilçesindeki “ilk darphanede” basıldığıortaya çıktı. Osmanlı Beyliği döneminde Osman Gazi ve Orhan Gazi sikkelerinde “darp yerinin” varlığı bilinmiyordu. Osmanlı sikkeleri konusunda 9 ciltlik bir ansiklopedik araştırma yayımlamakta olan Atom Damalı, Osmanlıların ilk darphanesinin Söğüt ilçesinde olduğunu saptadı .
Kendisiyle araştırmaları ve bu buluşu hakkında konuştuk .
- Bildiğimiz kadarıyla Osmanlı sikkeleri kitap çalışmanız uzun yıllardır devam ediyor . Çalışmalarınızı anlatır mısınız?
- Memnuniyetle! Osmanlı sikkeleriyle ilgili araştırmalarımız ve kitap çalışmamız 10 yıldır sürüyor. Amacımızı şöyle özetleyebilirim: Tüm Osmanlı sikkelerinin dökümlerini çıkartmak; sikkeleri inceleyerek tiplerine göre sınıflandırmak; darbedilen sikkelerden yola çıkarak dönemlerindeki Osmanlı piyasa yapısı ve ekonomisi hakkında veritabanı oluşturmak; tarih araştırmacılarına, tarihsel olayların en önemli kanıtları olan sikkelerle ilgili gerçek bilgiler sunabilmek…
Bunun için başta Türkiye’de olmak üzere, onlarca farklı ülkede, dünyanın en önemli müzeleri ve bilebildiğimiz tüm özel koleksiyonculardaki Osmanlı sikkelerini inceledik, resimledik ve şu ana değin 7 cildi yayımlandı, ortaya 9 ciltte tamamlanacak, uluslararası nitelikte önemli başvuru kitapları dizisi çıktı.
Önemli sonuçlar
- İlk 7 cildinizi biliyorum. Çok ayrıntılı bilimsel çalışma... İstediğiniz sonuçlara ulaşabildiniz mi?
- Haklısınız, akıllı bir insanın girişeceği bir proje değildi! Bunun için konuya büyük ilgi, sevgi ve özveri gerekiyordu ki o da bende vardı. Ancak çalışma ortaya çıkmaya başladıktan sonra hiç beklemediğim bir ilgi gördüm. Projeye başta tanıdığım en önemli Osmanlı sikkeleri uzmanıBilhan Akçasar olmak üzere yurtiçinden ve dışından onlarca uzman büyük destek verdi. Bu da önemli sonuçların ortaya çıkmasına olanak sağladı.
- Haklısınız, akıllı bir insanın girişeceği bir proje değildi! Bunun için konuya büyük ilgi, sevgi ve özveri gerekiyordu ki o da bende vardı. Ancak çalışma ortaya çıkmaya başladıktan sonra hiç beklemediğim bir ilgi gördüm. Projeye başta tanıdığım en önemli Osmanlı sikkeleri uzmanıBilhan Akçasar olmak üzere yurtiçinden ve dışından onlarca uzman büyük destek verdi. Bu da önemli sonuçların ortaya çıkmasına olanak sağladı.
Araştırmalarınızda yeni bulgulara erişebildiniz mi?
- Bu araştırma ile Osmanlı tarihini ilgilendirecek birçok yeni bulguyla karşılaştık. Bunlardan bana çarpıcı gelen ikisi hakkında bilgi vereyim. 17. yüzyıl süresince peş peşe savaşlara giren Osmanlı Devleti’nin ekonomisi, savaşlarda önemli yenilgi ile karşılaşmamasına rağmen yüzyıl sonunda dibe vuruyor. O kadar ki hazinede kıymetli maden kalmamasından dolayı, yüzün üzerinde darphanesi olan imparatorluğun darphanelerinin hepsinin kapısına kilit vuruluyor!
Ancak tarihimizde Lale Devri olarak bilinen dönemde belli bir süre barışın sürmesi dahi, Osmanlı ekonomisinde inanılmaz toparlanma yaratıyor ve belki de en zengin ve güzel Osmanlı sikkelerinin darbedildiği bir süreç yaşanıyor. Burada, benim aldığım ders, bir devletin savaşması için gerçekten çok önemli nedenler olması şartıdır.
İlk sikke
- Tarihle ilgili değişik fikir verecek sikke bulgularına rastladınız mı?
- Çalışmamız sırasında ortaya çıkan, hem de projenin bütün yorgunluğunu unutturacak kadar heyecan veren çok önemli bir bulgumuz var... Osmanlı tarihinde bugüne kadar üzerinde darp yeri yazılı ilk sikkenin Bursa sikkesi olduğu düşünülmekteydi. Orhan Gazi’ye ait Hicri 724 tarihli bu sikkeden önce darbedilen Osman Gazi ve Orhan Gazi sikkelerinde darp yeri bulunmadığına inanılmaktaydı. Ancak araştırmalarımızda durumun böyle olmadığını gördük.
- Çalışmamız sırasında ortaya çıkan, hem de projenin bütün yorgunluğunu unutturacak kadar heyecan veren çok önemli bir bulgumuz var... Osmanlı tarihinde bugüne kadar üzerinde darp yeri yazılı ilk sikkenin Bursa sikkesi olduğu düşünülmekteydi. Orhan Gazi’ye ait Hicri 724 tarihli bu sikkeden önce darbedilen Osman Gazi ve Orhan Gazi sikkelerinde darp yeri bulunmadığına inanılmaktaydı. Ancak araştırmalarımızda durumun böyle olmadığını gördük.
İlk Osmanlı başkenti Söğüt’ün isminin Osmanlı Devleti’nin daha ileri yıllarında konduğunu, Orhan Gazi döneminde Söğüt yerleşimi için,“söğüt ağacının” Arapça ismi olan “Safsaf” ve Farsça ismi olan “Bid” denildiğini ortaya çıkardık. Sikkeleri tekrar incelediğimizde Söğüt’ün o dönemdeki adı olan “Bid” yazılı bir sikkeyle karşılaştık. O dönemlerde Anadolu’ya egemen İlhanlı ve Selçukluların da zaten Farsçadan etkilendikleri göz önünde tutulursa, sikke üzerinde “Bid (Söğüt)” darp yeri isminin kullanılmasının doğal olduğu kararına vardık.
Tarihi veriler
- Bu görüşünüzü doğrulayacak tarihi veriler de var mı?
- Olmaz mı? Ben tarihi yorumların ancak belgelere dayanarak yapılması gereğine inanıyorum. Osmanlı şehir tarihleriyle ilgili önemli çalışmaları olan İbrahim Hakkı Konyalı’nın makalelerinde Söğüt’le ilgili ayrıntılı bilgiler verilmekte olup bir çalışmasındaki Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud’un Söğüd’ün temliki konusunda Osman Bey’e gönderdiği 683 tarihli Farsça kaleme aldığı “menşurda (berat)” ise “Söğüt” adı “Bid” olarak kullanılmıştır.
Bu sikkenin üzerinde dua var. Ön yüzünde günümüz Türkçesi ile “Rahman ve Rahim olan Allah. Osman oğlu Orhan, Allah, onu aziz yardımı ile galip kılsın”, arka yüzünde ise “İnananların Emiri İmam Mustansır Bi’llah” yazılı. Ancak Osmanlı sikkeleri üzerinde Kuranıkerim’den alıntılar sadece ilk dönemlerde oldu. Fetret devrinden sonra bu uygulama kaldırıldı, yalnız Sultan’la ilgili unvanlar ve onun gücünü gösteren cümleler kullanıldı.
- Bu durumda Osman Gazi’nin ilk sikkesinden sonra özellikle bu sikke, Osmanlı’nın olağanüstü sikkeleri arasına giriyor, demek mi? Bu sikke nerede?
- Haklısınız. Bence, bu sikke Osman Gazi sikkesinden sonra Osmanlı tarihinin en önemli ikinci sikkesidir. Sikke, Türkiye’de önemli bir müze koleksiyonunda olmasına karşın, henüz müzenin bu konuda bilgisi bulunmuyor. İzninizle müzenin adını şimdilik vermeyeyim. Belki sikkelere fazla önem vermeyen birçok müzemiz bu heyecanla sikkeleri üzerinde yeniden araştırma yapılmasına ön ayak olurlar...
Cumhuriyet Portal
15 Eylül 2013