Erdoğan, sokak röportajlarını hedef aldı: Sokaklarda terör estiriliyor; ilgili kurumlarımız bu sorunun üzerine gitmeli!
Gazeteci Fatih Altaylı, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Nihat Zeybekci'nin haklarında yürütülen soruşturmanın ardından yurt dışı yasağıyla serbest kalan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ı ziyaret etmesine atıf yaparak, "Şu anda AKP ile Saray arasında çok ciddi sorunlar var" dedi.
Altaylı, bugünkü yazısında şunları kaydetti:
"Nihat Zeybekçi TÜSİAD’ın yurt dışı çıkış yasaklı ve yargılanan başkanını ziyaret edip “günah çıkardığı” günün hemen ertesinde hem TÜSİAD Başkanı’na hem de derneğin YİK Başkanı’na yeni davalar açıldı.
Peki, bu nasıl oldu!
Şu anda AKP ile Saray arasında çok ciddi sorunlar var.
Yönetim merkezi Saray, AKP ise Saray eşrafı ve erkanından “zurnanın son deliği” muamelesi görüyor.
AKP ise “parti olabilme” mücadelesi veriyor ve aslında ülkenin hissiyatına Saray’dan çok daha fazla hakim.
Bayram tatili sonrası, yurda dağılan AKP’lilerin gördüğü bir şey var.
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali de, hakkındaki içi boş yargılama süreci de, hatta TÜSİAD’a açılan davalar da AKP’nin aklı başında tabanı tarafından hoş karşılanmıyor, haksızlık ve hukuksuzluk yapıldığı duygusu tabanda çok hakim.
Vicdanlar bu yapılanları kabul etmiyor.
Zeybekçi’nin ziyaretinin arkasında büyük ihtimalle partinin eline ulaşan ama Saray’ın pek umurunda olmayan bu bilgi var.
Nihat Bey belki de elinden gelse İmamoğlu’nu ziyaret edecekti.
Ama o kadarı yemediği için TÜSİAD’la yetindi."
***
Özgür Özel’e yönelik saldırının düşündürdükleri: Koruma zafiyeti nasıl geldi?-Tolga Şardan-
CHP liderine yönelik saldırıda net biçimde koruma zafiyeti vardır. Siz bakmayın, “CHP lideri korumalarına ‘halkla arama girmeyin’ talimatı verdi” lafına. Makam aracı Özel’in çıkacağı sırada yakına getirilse büyük olasılıkla saldırı gerçekleşmeyecekti!
DEM Parti’li Sırrı Süreyya Önder’in cenaze törenine katılan CHP lideri Özgür Özel, saldırıya uğradı.
Saldırganın, 2004’te iki evladını öldüren Selçuk Tengioğlu olduğu anlaşıldı.
Tengioğlu’nun cezaevinden nasıl tahliye olduğu da olayın hemen ardından sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna yansıdı.
Özel’i yumruklayan Tengioğlu’nun iki müebbet hapis cezası almasına karşın sadece 16 sene cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiği ortaya çıktı.
Olanı biteni takip edenlerin dikkati çeken bir dizi gelişme yaşandı, arka arkaya.
Atatürk Kültür Merkezi’ndeki cenaze töreni sonrasında CHP liderinin saldırıya uğramasıyla birlikte ilk açıklama dakikalar içinde İçişleri Bakanlığı’nda geldi.
Bakanlık saat 14.03’te resmi X hesabından yaptığı paylaşımla, Tengioğlu’nun suç sicili duyuruldu. Bakanlık, söz konusu bilgilendirmede iki çocuğunu öldüren, ikisini yaralayan katilin hırsızlık ve tehdit suçlarından da kaydının bulunduğunu açıkladı.
İçişleri Bakanlığı, aynı bilgilendirmesinde katilin 2020’de şartlı salıvermeden tahliye edildiği notunu da aktarıp, topu Adalet Bakanlığı’na atıverdi.
Adalet Bakanlığı’ndan gelişmelere yanıt bizzat Bakan Yılmaz Tunç’tan geldi. Tunç, 15.46’daki X paylaşımıyla saldırganın durumunu başlatılan adli soruşturmayı aktardı.
Tunç’un verdiği bilgiler, deyim yerindeyse aspirin tedavisine yönelikti.
Adalet Bakanı, iktidarın sorumluluğu bulunan hemen her olayda gösterilmesi adetten olan “algı yapılıyor” cümlesini ederek, “kamuoyunda bazı çevrelerce oluşturulmak istenen “müebbet aldı, serbest bırakıldı” yönündeki değerlendirmeler gerçeği yansıtmamakta, hukuki ve infaz sürecine ilişkin bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır” dedi.
Olay olmadan önce tartışılması gereken süreç, yine âdet olduğu üzere yaşandıktan sonra tartışılıyor, her zamanki gibi.
Koruma zafiyeti nasıl geldi?
Gelelim yaşananların diğer boyutuna, koruma zafiyeti olup olmadığına.
Sonda söylenecek olanı baştan söylemek lazım ki, CHP liderine yönelik saldırıda net biçimde koruma zafiyeti vardır.
Siz bakmayın, “CHP lideri korumalarına ‘halkla arama girmeyin’ talimatı verdi” lafına.
Aleni biçimde koruma zafiyeti vardır yaşananlarda.
Bu eklemeyi yapayım, koruma işi sadece kişinin yakından korunması değildir. Araç korunması, çevre ve alan korunmasıyla bir bütündür.
Kaldı ki Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreni için AKM’ye gelen önemli isimlerin korunması, sadece etrafındaki yakın korumalardan ibaret olmaz.
Törene katılan önemli isimlerin her birinin ayrı ayrı koruma risk analizi vardır.
Önder’i son yolculuğuna uğurlamaya gelen isimlerin risk analizlerine göre önlem almak da İstanbul Emniyeti’nin sorumluluğundadır.
Nitekim, saldırıya uğrayan Özel’in risk analizi, son dönemdeki siyasi gelişmeler sonrasında eskisine göre yükseldi. Özel, tören alanından ayrılırken uzakta park edilen makam aracına gitmek için yürüdüğü sırada saldırıya uğradı!
İstanbul Emniyeti, araç park alanının yeterli olmamasından kaynaklanan durum olduğunu açıklamak zorunda kaldı.
Koruma konularını yakından bilenler, araçların uzakta olduğu yere kadar korunan kişinin yürütülemeyeceğini bilirler.
Mesela, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bırakın, kabinedeki bakanları ya da MHP lideri Bahçeli’nin makam araçlarından uzakta tutulduğu görülmüş müdür?
Makam aracı Özel’in çıkacağı sırada yakına getirilse büyük olasılıkla saldırı gerçekleşmeyecekti! Bu bir.
Katılanlara yönelik analiz yapıldı mı?
İkincisi, cenaze törenine katılmak amacıyla AKM ve çevresine gelenlere yönelik çevre güvenliği içinde risk analizi yapılıp yapılmadığı incelenmeli.
Yakasına Önder’in fotoğrafını takan bir kişi kolayca Özel’in yanına nasıl yaklaştı? Sorunun yanıtı önemli!
Koruma müdürü nerede?
Üçüncüsü; Özel’in koruma müdürü neredeydi? CHP’den aldığım bilgiye göre, özel bir işi olduğu için korunmasından sorumlu kişiyle birlikte İstanbul’a gelmeyip Ankara’da kalmış!
Olaydan sonra İstanbul’a gelmiş.
Risk analizinin yükseldiği şu günlerde üst düzey emniyet müdürü rütbesindeki koruma müdürünün koruduğu kişinin yanında ol(a)maması, güvenlik zafiyetini yaratan diğer bir etken olarak karşımıza çıktı.
Müdürün olmadığı yerde komiser tarafından korunan Özel’e saldırı yaşandı. Müdürün vereceği talimatlar ya da planlamanın daha ast rütbede yürütülmesinin sonucudur, bu yaşanan.
Bir küçük not daha vereyim; bildiğim kadarıyla Özel’in koruma müdürü eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun A takımında yer alan Servet Yılmaz’ın Ankara Emniyet Müdürü olduğu dönemde koruma şube müdürü idi. Bizzat Yılmaz tarafından 2021’de bu göreve getirildi.
Nedeni ise; Ankara Emniyeti’nden koruma kararıyla korunan kişilerin günlük faaliyetlerini, istihbarat hizmetleri kullanmadan öğrenilecek tek birim Koruma Şube Müdürlüğü’dür! Yılmaz da görev sırasında bu konuya çok önem verdi!
Üstüne üstlük, korumasını yaptığı kişinin risk analizini bilecek konumda olan koruma müdürlüğü görevini yürüten polis müdürünün sahip olduğu liyakata rağmen olay yerinde olmaması, zafiyet yaratan bir tablodur.
Şimdi bu tespitlerin ışığında, Özel’e yönelik olayda zafiyet olup olmadığına önce CHP Genel Merkezi’ni yönetenler sonra da Büyüteç okurları karar versin.
Tabii bir de CHP Genel Başkanı Özel’in kişisel yaklaşımı önemli. Özel, artık bulunduğu konum itibarıyla “halkla arama girmeyin” talimatını vermek lüksüne sahip değil.
Kendisinin güvenlik risk durumunun yükseldiğini kabul etmek zorunda. Koruma uygulaması sırasında elbette halkla iç içe olacağı durumlar olacaktır. Bunun planlamasını da yine koruma uygulaması sırasında gerçekleştirmek kuşkusuz mümkün.
Düşünmesi bile kötü, ya Tengioğlu’nun elinde bıçak ya da silah olsaydı? Bugün neyi konuşuyor olacaktı ülke?
Tengioğlu hakkında bilinmesi gerekenler
Son olarak, saldırgan Tengioğlu’na yönelik soruşturmaya sıra geldi.
Soruşturmayı Asayiş Şubesi yürütüyor. Ancak kanımca basit bir dosya yapılmaması gerekir.
Olayın ardından zanlıya yönelik olduğu iddia edilen ilk ifade bilgileri yansıdı. Bu cümlelere bakıldığında zanlıyı kurtarmayı amaçlayan bir dizi kurgunun varlığı hissediliyor.
Öncelikle Tengioğlu’nun hem yakın dönemde hem de cezaevinden çıktıktan sonra beş yılda kimlerle irtibatı kurduğuna bakılması şart.
İstanbul Emniyet Müdürü Selami Yıldız, istihbaratçı polis müdürlerinden. Soruşturmayı kendi mesleki bakış açısıyla inceletiyordur büyük olasılıkla.
Mesela, aç olduğunu söyleyen bir kişinin İstanbul’da nasıl olup da otelde kaldığı yanıtı bulunması gereken en basit sorulardan.
Kendisine ücretsiz yemek yemesini sağlamak amacıyla kart verilmemesini protesto etmek için CHP Genel Başkanı’na yönelik eylem kararını tek başına mı aldı? Otelde kalmadığı sırada kim/kimlerle temas halindeydi?
Bu soruların yanıtlarını bulmak ve olayı aydınlatmak için müthiş polis olmaya gerek yok, sadece biraz liyakat yeter.
/././
Sunucu Ece Üner'e dava açıldı: 2 yıla kadar hapsi isteniyor
Halk TV ana haber sunucusu Ece Üner hakkında "devletin yargı organlarını alenen aşağılama" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" iddiasıyla dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, açılan davada Üner hakkında 2 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Üner, 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.(Ne olmuştu?) 18 Mart günü Halk TV binasından polisler eşliğinde ifadeye götürülen Üner hakkında bir sosyal medya paylaşımı gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı. Üner'in, gazeteci İsmail Saymaz’ın pasaportuna el konduğunu ve hakkında yurt dışına çıkış yasağı verildiğini anlattığı X paylaşımına cevaben kullandığı “FETÖ artığı operasyon çocuklarının itibar suikastleri bıktırdı artık” şeklindeki ifadeleri nedeniyle savcılığa çağrıldığı öğrenilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re’sen başlatılan soruşturma kapsamında Üner hakkında ifadesinin alınması için emniyete hazır edilmesi yönünde talimat verildiği bildirilmişti. Savcılık Üner'i yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk ederken, Üner adli kontrolle serbest bırakılmıştı.***
Tengioğlu'nun katlettiği çocuklarının öğretmeni anlattı: İşkence, tacizi anlattılar; polis iki gün sonra serbest bıraktı ve o gece öldürdü!
***
T-24
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder