Yıl 2007 ve dolandırıcı dedesi Selanik’te Osmanlı
zindanına atıldı diye başta, pek çok kuyruk acısından ötürü Türkiye ve
Türklerden nefret eden Nicolas Sarkozy, çiçeği burnunda
Fransa cumhurbaşkanıydı. Kuşkusuz son derece zeki ve kurnaz, ama bir o
kadar da kendini beğenmiş, hatta küstahtı. Enerjik ve çözüm üretebilen
bir politikacı olmasına karşın; ancak sonradan görmelere musallat bir
kabadayılıktan mustaripti.
Nicolas Sarkozy, Vladimir Putin’le ilk kez Almanya’nın Heiligendamm’da toplanan G8 zirvesinde tanışacak ve ikili bir görüşme gerçekleştirecekti.
O sıralar Putin’in Rus ordusu, Gürcistan’ı hizaya getirmekle meşguldü. Putin’e muhalif kadın gazeteci Anna Politkovskaya kimvurduya gideli bir yıl bile olmamıştı. Homoseksüeller, Çeçenler, daha kimler kimler Putin’den illallah diyordu...
Kısacası Putin’in sigaya çekileceği pek çok konu vardı ve Nicolas Sarkozy; öküz olmak isteyen kurbağanın özgüveniyle bekliyordu ikili görüşmeyi.
Aynı boydaki iki lider, gazeteciler önünde hararetle el sıkışıp kurmaylarıyla birlikte bir salona çekildiler.
Görüşmenin bitimindeki basın toplantısına katılan Sarkozy, ayakta duramayacak kadar sarhoştu. Yüzü bembeyazdı, sendeliyor, saçma sapan konuşuyor, dili dolanıyordu.
Gazeteciler, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Putin’in ikram ettiği votkayı fazla kaçırdığına hükmettiler. Ertesi gün ikilinin görüşmesi hakkında votkalı haberler çıktı.
Ama birkaç külyutmaz muhabir, gerek Putin, gerekse Sarkozy’nin alkol almadığını anımsatarak, işin içinde çapanoğlu olduğunu işaret ettiler.
Olayın perde arkasını, ancak 2016’da, görüşmede hazır bulunan Sarkozy’nin danışmanı ve araştırmacı gazeteci Nicolas Henin hem “Rus Fransa” başlıklı kitabında, hem de TV’lerde anlattı:
“Görüşmeyi, Sarkozy başlattı. Önceden sözünü ettiği tüm kritik konularda Rusya’daki antidemokratik uygulamaları kıyasıya eleştirdi; güya dostça ama üstten bakan akıllar verdi. Vladimir Putin, mevkidaşını hiç kesmeden dinledi. Cevap vermeden önce uzun ve rahatsız edici bir sessizliğe büründü. Ardından Sarkozy’nin gözlerinin içine bakıp, iki elinin ayasını bir karışı gösterecek biçimde açarak: ‘Bak Nicolas’ dedi. ‘Senin ülken Fransa, bu kadar.’ Sonra kollarını iki yana açtı, ‘Benim ülkem Rusya ise bu kadar! Eğer sen küstahça ve haddini bilmez bu tavrını sürdürürsen, ben seni de, ülkeni de böcek gibi ezerim! Ha, hizaya gelir ve akıllı olursan, seni Avrupa’nın kralı da yapabilirim!’”
Nicolas Henin, danışmanı olduğu Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin sendeleyerek çıktığı basın toplantısında sarhoş değil, Putin’den yediği sözlü dayakla ayakta K.O. olduğu için saçmaladığını ortaya koyduğu görüşme sırasında Putin’in Sarkozy’ye daha çok ağır hakaretler ettiğini belirtiyor, ama onları söylemiyor.
Zaten bunları açıklamaktan da amacı, yediği dayağın ardından Sarkozy’nin bir Putin kuklası haline gelip uluslararası platformlarda Rusya yanlısı politika izlemesi... “Rus Fransa” kitabında bu politikaları irdeliyor.
Peki, ben bunları niye anlatıyorum?
Çağdaş Rus Çarı Vladimir Putin’in nasıl bir Rusya hayal ettiğini, nasıl bir dikta kurduğunu, muhaliflerini nasıl ortadan kaldırdığını, bu sütunda defalarca yazdım. Okuyanlar bilir.
Ne var ki Putin, ABD dahil tüm devlet başkanlarına kafa tutacak kadar büyük bir devletin başında; zekâsıyla, KGB geçmişiyle son derece donanımlı bir kabadayı, kalıbının adamı ve kincidir.
Kabadayılığa epeyce prim veren Türkiye, FETÖ tarafından düşürülen savaş uçağı ve biri “yandaş mücahitler” tarafından linç edilen pilotlar için özür dileyip arayı düzelttiğini sandığı Rus ayısını, Suriye ile Irak’ta biraz acıtarak kaşımaya başladı.
Üstelik, ABD de pek arkasında sayılmaz. AB derseniz, ki son toplamda Rusya’nın savaştığı Gürcistan’ı adeta evlat edinerek Putin’e nanik yapmayı başarmıştır; “YSK’nin zaferi”nden sonra bizim kabadayıyı kutlamak nezaketini bile göstermedi!
Dolayısıyla naraları Türkiye’yi inleten tarzan zorda, cangılda ürkütücü bir yalnızlık dönemi başladı; kabadayılıkta el elden üstündür, aman Putin’e dikkat, derim.
Mine G. Kırıkkanat / CUMHURİYET
Nicolas Sarkozy, Vladimir Putin’le ilk kez Almanya’nın Heiligendamm’da toplanan G8 zirvesinde tanışacak ve ikili bir görüşme gerçekleştirecekti.
O sıralar Putin’in Rus ordusu, Gürcistan’ı hizaya getirmekle meşguldü. Putin’e muhalif kadın gazeteci Anna Politkovskaya kimvurduya gideli bir yıl bile olmamıştı. Homoseksüeller, Çeçenler, daha kimler kimler Putin’den illallah diyordu...
Kısacası Putin’in sigaya çekileceği pek çok konu vardı ve Nicolas Sarkozy; öküz olmak isteyen kurbağanın özgüveniyle bekliyordu ikili görüşmeyi.
Aynı boydaki iki lider, gazeteciler önünde hararetle el sıkışıp kurmaylarıyla birlikte bir salona çekildiler.
Görüşmenin bitimindeki basın toplantısına katılan Sarkozy, ayakta duramayacak kadar sarhoştu. Yüzü bembeyazdı, sendeliyor, saçma sapan konuşuyor, dili dolanıyordu.
Gazeteciler, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Putin’in ikram ettiği votkayı fazla kaçırdığına hükmettiler. Ertesi gün ikilinin görüşmesi hakkında votkalı haberler çıktı.
Ama birkaç külyutmaz muhabir, gerek Putin, gerekse Sarkozy’nin alkol almadığını anımsatarak, işin içinde çapanoğlu olduğunu işaret ettiler.
***
“Görüşmeyi, Sarkozy başlattı. Önceden sözünü ettiği tüm kritik konularda Rusya’daki antidemokratik uygulamaları kıyasıya eleştirdi; güya dostça ama üstten bakan akıllar verdi. Vladimir Putin, mevkidaşını hiç kesmeden dinledi. Cevap vermeden önce uzun ve rahatsız edici bir sessizliğe büründü. Ardından Sarkozy’nin gözlerinin içine bakıp, iki elinin ayasını bir karışı gösterecek biçimde açarak: ‘Bak Nicolas’ dedi. ‘Senin ülken Fransa, bu kadar.’ Sonra kollarını iki yana açtı, ‘Benim ülkem Rusya ise bu kadar! Eğer sen küstahça ve haddini bilmez bu tavrını sürdürürsen, ben seni de, ülkeni de böcek gibi ezerim! Ha, hizaya gelir ve akıllı olursan, seni Avrupa’nın kralı da yapabilirim!’”
Nicolas Henin, danışmanı olduğu Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin sendeleyerek çıktığı basın toplantısında sarhoş değil, Putin’den yediği sözlü dayakla ayakta K.O. olduğu için saçmaladığını ortaya koyduğu görüşme sırasında Putin’in Sarkozy’ye daha çok ağır hakaretler ettiğini belirtiyor, ama onları söylemiyor.
Zaten bunları açıklamaktan da amacı, yediği dayağın ardından Sarkozy’nin bir Putin kuklası haline gelip uluslararası platformlarda Rusya yanlısı politika izlemesi... “Rus Fransa” kitabında bu politikaları irdeliyor.
***
Çağdaş Rus Çarı Vladimir Putin’in nasıl bir Rusya hayal ettiğini, nasıl bir dikta kurduğunu, muhaliflerini nasıl ortadan kaldırdığını, bu sütunda defalarca yazdım. Okuyanlar bilir.
Ne var ki Putin, ABD dahil tüm devlet başkanlarına kafa tutacak kadar büyük bir devletin başında; zekâsıyla, KGB geçmişiyle son derece donanımlı bir kabadayı, kalıbının adamı ve kincidir.
Kabadayılığa epeyce prim veren Türkiye, FETÖ tarafından düşürülen savaş uçağı ve biri “yandaş mücahitler” tarafından linç edilen pilotlar için özür dileyip arayı düzelttiğini sandığı Rus ayısını, Suriye ile Irak’ta biraz acıtarak kaşımaya başladı.
Üstelik, ABD de pek arkasında sayılmaz. AB derseniz, ki son toplamda Rusya’nın savaştığı Gürcistan’ı adeta evlat edinerek Putin’e nanik yapmayı başarmıştır; “YSK’nin zaferi”nden sonra bizim kabadayıyı kutlamak nezaketini bile göstermedi!
Dolayısıyla naraları Türkiye’yi inleten tarzan zorda, cangılda ürkütücü bir yalnızlık dönemi başladı; kabadayılıkta el elden üstündür, aman Putin’e dikkat, derim.
Mine G. Kırıkkanat / CUMHURİYET