25 Mayıs 2019 Cumartesi

İpin ucu hergelenin elinde!..- Miyase İlknur

Tarihe ikinci “31 Mart Vakası” olarak geçecek olan 31 Mart yerel seçimlerinin İstanbul Belediye Başkanlığı sonucunun YSK kararıyla iptali, iktidar blokunda yeni bir umut kaynağı olsa da korkularını gidermiş değil. Ya İmamoğlu yeniden kazanırsa diye ek önlemler ve hamleler şimdiden planlanıyor. YSK’nin İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin gerekçeli kararını okuyan, hukuktan anlamasa bile ortalama zekâya sahip bir insan, ortaya konan gerekçelerin “üfürükten teyyare” olduğunu anlıyor. 

YSK’nin iptal kararının da, 200 sayfalık gerekçeli kararının da asıl müellifinin karara imza atan 7 üye değil, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresi olduğunu kendi yandaşları bile farkında. O nedenle gerekçeli kararın yazılması bir hayli uzadı. Gerekçe yazılacak ama ortada gerekçe yok. “Çalmavar” dediler ortada çalmaya ilişkin bir eylem ve bu eylemi gerçekleştiren failler yok. Gerekçe diye sundukları argümanlar da seçim sonucunu etkiyelecek müessir filler değil. Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarındaki gibi çok laf kalabalığı yapıp sayfalar dolusu yazarak bunu gizlemeye çalışsalar da olmamış. Enini boyuna uyduramamışlar. Çünkü ipin ucu başkalarının elinde.
 
Adamın biri palavracılıkta hayli nam salmış. Oğlu da babasının bu palavralarından utandığından bir gün oturup kendisini uyarmış. 
- Baba birileriyle konuşurken palavralarında endaze tanımıyorsun. Annemle birlikte ele güne rezil oluyoruz. Bu huyundan vazgeç artık. 
Babası da bu durumun elinde olmadığını söyleyince, oğlu bir formül bulmuş. Birileri kendilerine misafirliğe geldiğinde babasının ayak başparmağına bir ip bağlayacak, babası atmaya başladığında ipi çekecekmiş. Oğlu ipi çektiğinde babası yine palavra atmada ölçüyü kaçırdığını anlayıp susacakmış. Birkaç gün sonra evlerine konuk geleceğini öğrenince, oğlan anlaştığı gibi babasının ayak başparmağına ipi bağlamış. Konuklar geldiğinde, ikram faslından sonra muhabbet başlamış. Baba komşularına yeni aldığı tarlayı anlatırken yine başlamış palavra sıkmaya.
- Komşular yeni bir tarla aldım. Boyu 2 bin metre. Eni ise... 
Baba sözü bitirmeden oğlan ipi çekivermiş. 
- Eni ise 2 metre, deyip susmuş. Komşulardan biri eni boyu orantısız tarlaya itiraz etmiş. 
- Yav, öyle tarla mı olur? Sen tarla değil galiba yol almışsın. Enini boyuna uyduramadın komşu.. 
Baba boynunu bükerek süklüp püklüm yanıt vermiş. 
- Enini boyuna uyduracaktım ama ipin ucu bizim hergelenin elinde, deyivermiş.
 
Bizim YSK üyeleri de gerekçeli kararı yazarken enini boyuna uyduramamışlar. Çünkü iptal için hukuken geçerli bir kanıt yok. Öne sürülenler ise seçimin iptali için yeterli değil. 

AKP, seçim iptal kararından sonra başta küskün seçmenlerini ve muhafazakâr Kürtlerin bir kısmını yanına çekmek için hamle üstüne hamle yapıyor. Ya olmazsa, ya yine sandıktan galip çıkmazlarsa? O zaman yeni kartları sahaya sürecekler. 

Bu kartlardan bir tanesini daha YSK iptal kararını vermeden önce planlamışlardı. FETÖ üyeliğinden tutuklanan ve aralarında Beylikdüzü Belediyesi’nin de bulunduğu bazı CHP’li belediyelere geçmişte danışmanlık hizmeti veren Erkan Karaaslan’ı itirafçı yaparak İmamoğlu hakkında iddianeme düzenleyip görevden almak ve yerine İBB Meclisi’nde sayısal çoğunluğu bulanan AKP’nin meclis grup başkanvekillerinden  Göksel Gümüşdağı başkan seçtirerek İstanbul Belediyesi’ni yönetmek. 

Hesap buydu ama Bağdat’tan daha doğrusu Erkan Karaaslan’ın bulunduğu Hatay T Tipi Cezaevi’nden döndü. Onu itirafçılığa ikna etmek için gönderilen Aydınlı yerel gazeteci Serhan Seyhan’la aralarında geçen konuşmalar Karaaslan tarafından açıklanınca, plan da yattı. 

Olsun, AKP’de plan çok. Şimdi başka bir planı devreye soktular. Mülkiye müfettişlerini Beylikdüzü Belediyesi’ne göndererek geriye dönük çok özel teftişe tabi tuttular. 

İmamoğlu döneminin didik didik incelendiği bu özel teftiş sonucunda aynı YSK’nin tartışmalı kararı gibi bir karar bulup 23 Haziran’da seçilse de İmamoğlu hakkında iddianame hazırlatıp onu görevden alarak Gümüşdağı İBB Başkanlık koltuğuna oturtacaklar. Ha olur mu? Bu ülkede olmaz olmaz diye bir şey yok. Enini boyuna uyduramasalar da hesap soracak merci olmadığı için yapar mı, yaparlar.

Miyase İlknur / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder