17 Aralık 2023 Pazar

Adaleti enkazda bırakıp AKP’li belediyeyi kurtardılar! - Bahadır Özgür / duvaR

 

Depremden önce, “Bu bina imar projesine aykırı. 51 suç kaydı olan müteahhide, aynı belediye yetkilileri sürekli kanuna aykırı ruhsatlar verdi” diye dava açılan Kule Apartmanı, depremde yıkıldı. 85 kişi öldü. Şimdi bu usulsüzlüğe imza atan AKP’li belediyenin yetkilileri ağır cezadan kurtarılırken, adalet yine enkazda kaldı.

Depremde yakınlarını yitirenlerin adalet arayışı da enkaz altında kalıyor. İşte bu davalardan birisi de Antakya’daki Kule Apartmanı dosyası. Ama bu dosyanın önemli bir özelliği daha var. Henüz deprem olmadan, “Müteahhidin 51 imar suçu var. Yaptığı binalar sakat. Belediye yetkilileri aynı müteahhide sürekli usulsüz ruhsatlar veriyor” denilerek dava açıldı. O bina, 6 Şubat depreminde 85 kişinin mezarı oldu. Depremden önce yargılanması gereken AKP’li belediyenin yetkilileri ise bugün de ağır cezadan kurtarılıyor.

Başından sonuna davanın hikayesini adım adım takip edelim şimdi. Bakın, yozlaşmış müteahhit-bürokrasi-siyaset çarkı depremi nasıl felakete çevirmiş.

51 İMAR SUÇU OLAN MÜTEAHHİT

Antakya’da Kule Apartmanı, yeni yapılmış lüks konutlardan birisiydi. Binanın müteahhidi Ömer Cihan, Cihan İnşaat’ı 2011 yılında kurmuştu. Buradan daire almış yakınları bulunan avukat Ebru Ulaş, binada ciddi usulsüzlükler olduğundan şüphelendi. Ve İmar Kanunu’na aykırılıktan AKP’li Antakya Belediyesi’ne şikayetçi oldu. Sonrası, bile isteye bir felaketin taşlarının döşenmesi…

Şikayet üzerine zabıta binada inceleme yapıyor. Avukatın söylediği gibi başından itibaren mimari projeye aykırı çıkıyor. Derhal yıkım kararı alınıyor. Ancak belediyenin açtığı yıkım ihalesine ne hikmetse kimseler girmiyor. Belediye de “yıkım gerçekleştirilemedi” diyerek, meseleyi kapatıyor.

Müteahhit Ömer Cihan’ın tam 51 imar suçu kaydı var.

Avukat Ulaş mahkemeye gidiyor. Müteahhit hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. 6 Ekim 2022’de görülen davada bina içinde değişiklikler yapıldığına hükmediliyor. Müteahhit Cihan, ‘imar kirliliği’nden 1 yıl hapse mahkum oluyor. Ardından ceza iniyor iniyor, sadece 12 bin TL para cezasına dönüşüyor. Avukat karara itiraz ediyor. Çünkü mahkemeye sunulan bilirkişi raporu, binaya sonradan eklemeler yapılmadığını, açıkça inşaatın başından itibaren yasalara aykırı olduğunu kanıtlıyor.

Dolayısıyla işin ucu belediyeye uzanıyor. Avukatlar mahkemenin bilirkişi raporuna rağmen cezayı hafifletip 'imar kirliliği'ne indirdiğini söylüyorlar. Sanık hakkında benzer suçlamalarla tamı tamına 51 dava açıldığını, cezalar aldığını, bunların çoğunda izin belgelerini veren görevlilerin hep aynı kişiler olduğunu belirterek, mahkeme heyetini Hakimler Savcılar Kurulu’na şikayet ediyorlar.

Nitekim müteahhidin yaptığı, yargıya taşınan ve depremde de ağır hasar alan Ferah Apartmanı için düzenlenen bilirkişi raporunda da benzer imar suçlarının işlendiği tespit ediliyor. Belediyenin usulsüzlüklere rağmen verdiği izinlerin altındaki imzalar da aynı zaten. Suçlanan kişiler Antakya Belediye Başkan Yardımcısı Nuriye Elçin Eryetli, İmar ve Şehircilik Müdür Vekili Muhammet Cevdet Havayıoğlu, İnşaat Mühendisi Nigar Nilay Havayıoğlu, Fen İşleri Müdürü Mehmet Bök ve Makine Mühendisi Mustafa İnan. Ne var ki, şikayetlere rağmen yine adım atılmıyor ve 6 Şubat depreminde Kule Apartmanı yerle bir oluyor.

SAVCI: BU SUÇ AĞIR CEZALIK

Depremin ardından 51 imar suçu işlemiş müteahhit Ömer Cihan, Manavgat’ta bir otelde kalırken yakalanıp tutuklanıyor. Ebru Ulaş, depremzede Sultan Uçar adına belediye görevlilerinin yargılanması için ihbarda bulunuyor. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nda incelenen ihbar ve deliller sonucunda Cumhuriyet Savcısı Muharrem Atakan Kalyon, 7 Aralık 2023 tarihli şu kararı veriyor:

“Tüm dosya kapsamı mevcut delillerle değerlendirildiğinde, her ne kadar şüpheliler üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeseler de, ihbarcının iddiası ve iddiayı destekler bilirkişi raporu nedeniyle şüphelilerin atılı eylemi gerçekleştirdikleri değerlendirilmiştir… Şüpheliler, 22.01.2019 tarih ve 29 sayılı yapı kullanma belgesini gerçeğe aykırı düzenleyip yapı sahibinin haksız menfaat sağlamasına neden olarak Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği suçunu işlemişlerdir. Yukarıda izah edilen nedenlerle şüphelilerin yargılamalarının yapılarak yukarıda yazılı sevk maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına, işlemiş oldukları kasıtlı suçlar nedeniyle hapis cezasına mahkumiyetleri halinde Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur.”

AĞIR CEZA: BİLMEDEN YAPMIŞLAR!

Belediye yetkililerinin yargılanacağı Hatay 7. Asliye Ceza Mahkemesi ise işlenen suçun ‘resmi evrakta sahtecilik’ olduğunu belirterek, yargılamanın ağır cezada olması gerektiğine karar vererek dosyayı Hatay 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne havale ediyor. Kule Apartmanı dolayısıyla suçlanan belediye görevlilerinin benzer suçtan yargılandığı bir başka dosya da bu mahkemeye direkt gönderiliyor. Peki sonrasında ne oluyor?

Hatay 4. Ağır Ceza Mahkemesi, belediye yetkililerine atfedilen ‘resmi evrakta sahtecilik’ suçunu kabul etmiyor. Suçun bilmeden işlendiğini, ortada sadece ‘görevi ihmal’ vakasının olduğunu, haliyle ağır ceza gerektirmediğini ifade ederek dosyası belediye yetkilileri hakkındaki iki dosyayı da asliye mahkemesine gönderiyor.

‘İBRETLİK BİR KARAR’

Davanın avukatı Ebru Ulaş, “ibretlik bir vaka” yorumunu yapıyor karar için.  Deprem olmadan başlattıkları adalet mücadelesinde bina yıkılmadan bütün delilleri ortaya koyduklarını, savcının da bunları kabul ettiğini belirterek suçun ‘görevi ihmal’ düzeyine indirilmesi konusunda şunları söylüyor:

“Aynı memurlar müteahhit Ömer Cihan’ın 2017-2019 arasında yaptığı üç bina için de usulsüz ruhsatlar düzenliyor. Bu sayede her apartmanda 400-500 metrekare fazladan inşaat elde ediyor. Üç defa işlenen aynı suçtan elde edilen imar rantının parasal değeri 20 milyon lirayı buluyor. Ağır ceza mahkemesinin kararı gerçekten tarihe geçecek bir karar.”

Bahadır Özgür / duvaR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder